zazaki.net
04 Oktobre 2024 Îne
Girdîya Karakteran : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
08 Çele 2013 Sêşeme 04:39

D. Karasu: "Yaptığınız tahrifatı tarih not ediyor!”

Bingöl halkı, Bingöl Üniversitesini ‘BAYDAŞ ÜNİVERSİTESİ’ olarak biliyor ve tanımlıyor.

Bingöl Sosyal, Kültürel Ve Ekonomik Kalkınma Derneği Başkanı Doğan Karasu, Bingöl Üniversitesi Rektörlüğü ve Yönetimi hakkında bir basın açıklaması yayınladı. Karasu, yaptığı basın açıklamasında “Yaptığınız tahrifatı tarih not ediyor!” dedi.

BİN-DER Başkanı Doğan KARASU “Bingöl halkı, Bingöl Üniversitesini ‘BAYDAŞ ÜNİVERSİTESİ’ olarak biliyor ve tanımlıyor. Halkın gerekçesi biyolojik ve sanal akrabalık ile ideolojik akrabalıklar ekseninde oluşturulmuş kadrolaşmadır. Bakınız;

  1. Rektör: Prof. Dr. Gıyasettin BAYDAŞ
  2. Rektör yardımcısı: Prof. Dr. Burhanettin BAYDAŞ
  3. Öğretim görevlisi: Yrd. Doç. Abdulvahap BAYDAŞ
  4. Öğretim görevlisi: Yrd. Doç. Zeynep BAYDAŞ
  5. Araştırma Görevlisi: Mahmut BAYDAŞ
  6. Araştırma Görevlisi: Fatma BAYDAŞ

Aynı soy isimden bu kadar isim olduğuna göre varın gerisini siz hesaplayın. Muhtemelen bu yazı yazılırken bir BAYDAŞ daha alınmıştır. Allah BAYDAŞ’lara akademik zeka vermiş, hikmetinden sual edecek değiliz!... Sayın Gıyasettin BAYDAŞ sarayın kapısını basına açmış ve ‘er geç anadilde eğitim olacak’ demiş, konu ile ilgili ileri görüşlülüğünü ‘demokratikleşme’ ile izah etmiş. Kürtlerin mücadelesini, asimilasyon ve inkara karşı duruşlarını, anne sütleri kadar helal hakları olan dillerini yaşatmak ve eğitim dili yapmak için ödedikleri bedelleri görmezden gelmiştir. Kürt olduğunu söyleyenlerin cezaevlerinde çürüdüğünü bilmiyormuşuz gibi bir realitenin inşa ettiği bir süreci kehanet gibi anlatmıştır. Kürt olduğunu inkâr ederek profesör olduğunu, Kürt olduğunu söylemediği için rektör olduğu gerçeğinin bilinmediğini sanmaktadır. Anadilde eğitimi ‘demokratikleşme süreci’yle anlatmaya çalışması sosyolojiye, hakka, adalete, ahlaka, insanlık ailesinin sahip olduğu değerlere olan ilgisizliğini göstermektedir. Üniversite duvarlarına yığdığı tel örgüler, basın açıklaması yaptılar diye öğrencilere verdiği cezalar, ODTÜ sürecinde ‘saraya yaranmak’ için verdiği beyanatlar Sayın BAYDAŞ’ın hak-hukuk vizyonunu ortaya koymuştur” dedi.

Doğan KARASU konuşmasına şöyle devam etti: “Bingöl Üniversitesi sosyolojiyle kavga, bilim etiğini sanal paradigmaya kurban ettiği için perişan durumdadır. Peşine takıldıkları, kulaklarına fısıldanan Zazacılık paradigması iflas etmiştir, size ömür. Sayın BAYDAŞ ve Üniversitesi çocuklarına ve torunlarına Kürtleri bölen, toplumsal karşılığı olmayan bir paradigmanın savunucusu olma mirasını bırakmıştır. Tarih, Sayın BAYDAŞ ve ekibini Kürtçeye hizmet eden biri olarak değil, Hristiyanlığı tahrif eden anlayış gibi Kürtçeyi tahrif eden bir paradigmanın aktörü olarak not etmektedir. Kırdkî/Zazakî derslere giren hocaların tek kaynağı TRT6 muhabirinin getirip Bingöl Üniversitesi’ne verdiği Nêriblî (Hani İlçesi Kuyular Köyü) fahri imamının elyazması kasideleridir, bu kasideler bile tahrif edilmiş, kasidelerde geçen Kirdkî/Kırd kavramı sansürlenerek öğrencilere gösterilmektedir. Derse giren hocalar çıkardıkları her sesi alfabe harfi olarak kabul etmekte, öğrencilere: ‘Çocuklar biz bu dili bilmiyoruz, siz bilmek zorundasınız’ diyorlar. Sayın BAYDAŞ ‘Kırdkî/Zazakî eserler varsa bize gönderilsin’ diyor. Mikrobiyoloji konusunda profesör olmuş Sayın BAYDAŞ’ın 20.000’i aşan kelime ve yüzlerce sayfadan oluşan sözlüğü, imla kılavuzu kitaplarını, ders kitaplarını; şiir, öykü, roman, araştırma-inceleme, derleme ve dergileri, gazeteyi yok sayması, bunca yazar, dil aktivistini ve eserlerini görmemesi ideolojik miyopluktur. Metodolojiyi bilen bilim ahlakına sahip bilim adamları çalışma yaparken veya konuşurken önce ilgili alanda yapılmış bir çalışmanın olup olmadığını araştırmakla işe başlar” dedi.

BİN-DER başkanı Doğan Karasu “Sayın BAYDAŞ sempozyum düzenlemekle, tebliğleri kitaplaştırmakla övünüyor. Yaşayan Diller Enstitüsü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nusrettin BOLELLİ’nin bilimsel değerlerden, etikten, ahlaktan mahrum olan tebliğine, kitabın 500-516 arası sayfalarına baksın. Ne yapmış hazret? Tebliğinde yararlandığı tüm kaynakları, verileri, belgeleri biliyoruz. Zazaki.Net’teki kaynakları kullanmış. Dil ile alakası olmadığı için kullandığı kaynaklara müdahale etmemiş bu emeğe saygılı, ilim ahlakı kemale ermiş, kaynak göstermesini bilmeyen akademisyen!!! ‘Yaptığım araştırmaya göre…’ demiş muhterem. Zannedersiniz ki tüm o çalışmayı kendisi sahada yapmış, tüm kaynakları kendisi derlemiş. Sayın BAYDAŞ’a soruyoruz: Bilim anlayışınız bu mu?” dedi.

Na xebere 7069 rey wanîyaya
ŞÎROVEYÎ
Ediyorum
Merak
Merak ediyorum. Bütün dünyada bunun gibi başka bir örnek var mı? Adam rektör
kardeşi rektör yardımcısı
Yrd. Doç akraba
Yrd Doç. akraba
Araştırma Görevlisi akraba
Araştırma Görevlisi akraba
Bu göerevlere layık başka adam yok mu? Burdaki kayırma/torpil açık değil mi? Böyle bir yer üniversite olabilir mi? Mafia ve sokak çetelerinin adam kayırdığını biliriz. Ama onlar bile bu kadar pervasız olmaz. Onların "baba"ları bile bu kadarına fırsat vermezler.
Yurtsever geçinen bu rektörün aile şirketi kurduğu açık değil mi?
Anladık, YÖK yetkilileri uyuyor numarası yapıyorlar. Ya bu şehrin milletvekilleri? Onlar da uyuyor mu? Çewlîg halkı uyuyor mu?
Şairin şiiri geliyor aklıma:
Yiyin efendiler yiyin!
Yiyin de yurtseverlik, muhafazakarlık, ülkücülük neymiş anlasın Çewlîg halkı!!
08 Çele 2013 Sêşeme 18:39