zazaki.net
03 Kanûne 2023 Yewşeme

Roşan Lezgîn / Nuştox

Modern Kırmancca (Zazaca) Edebiyatı

09 Gulane 2011 Dişeme 10:14

Kurmancca, Soranca ve Lurca lehçelerine nazaran Goranca ile birlikte kadim dillerin özelliklerini kendinde daha çok koruya gelen Kırmancca (Zazaca), yazılı alanda en geç kullanılan Kürt lehçesidir. Bu sunumda, son yıllarda hızla gelişen “modern Kırmancca edebiyatı”nın başlangıcı, gelişimi ve bugünkü durumunu anlatmaya çalışacağım.

Edebiyat, dilin gündelik (prosaic) kullanımından nitelikçe farklı, daha doğrusu, dilin estetik bir şekilde kullanıldığı kurgusal eserlere denir. Edebiyatı, “sözel edebiyat” ve “yazılı edebiyat” olarak iki ana kısma ayırdıktan sonra, yazılı edebiyatı da “klasik edebiyat” ve “modern edebiyat” olarak iki ayrı kısımda düşünüyorum.

Edebiyatta “klasik” kavramı, kabaca, belli bir gelenek çerçevesinde üretilen veya kendileri gelenekselleşmiş olan eserler için, “modern” kavramı ise, “gelenekten kopan”, “geleneğe karşı” olarak üretilen eserler için kullanılmasına rağmen, ikisi de çok farklı anlamları olan tartışmalı kavramlardır. Bundan dolayı, bu çalışmada “klasik edebiyat” ile “modern edebiyat” kavramları ayrımını şöyle yapacağım. Ehmedê Xasî’nin Mewludê Kırdî ve Usman Efendîyê Babij’ın Bîyîşê Pêxamberî gibi belli bir gelenek çerçevesinde üretilenler ve yine, geleneksel kalıplarla üretilen edebi eserleri “klasik Kırmancca edebiyatı” olarak, serbest tarzda yazılan tüm şiir, hikâye ve romanları da “modern Kırmancca edebiyatı” olarak tanımlayacağım.

Yöreden yöreye kendilerini Kırmanc, Kırd, Dımıli ve Zaza, konuştukları lehçeyi de Kırmancki, Kırdki, Dımılki ve Zazaki olarak adlandıran Kürt toplumsal gruplarından Kırmanclar, Bingöl, Elazığ ve Tunceli illerinde ağırlıklı olmak üzere 12 ilin sınırları içerisinde yaşamaktadırlar. Ayrıca, Gümüşhane ve Aksaray illerinde, Malatya ilinin Pütürge ve Arapkir, Kayseri ilinin Sarız, Ardahan ilinin Göle ilçesinde yerleşik olarak bulunmaktadırlar (1). 1996 yılından bu yana Kırmancca üzerinde standartlaştırma çalışmaları yürüten ve gramer yapısını tespit ederek yazım kurallarını oluşturan Vate Çalışma Grubu (2), yukarıda saydığım adlardan “Kırmancca”yı tercih ettiğinden, ben de bu adı kullanacağım (3). 

Kırmanclar tarafından yazılmış ilk Kırmancca metin, Lice Müftüsü Ehmedê Xasî’nin (1867-1951) Diyarbakır’da 1899 yılında Litografya Matbaası’nda 400 nüshası resmi ruhsatla yayımlanmış Mewludê Kırdî adlı manzum eseridir (4). Diğer bir eser ise, 1933 yılında Celadet Alî Bedirxan’ın (1893-1951) Şam’da yayımladığı, Siverek Müftüsü Usman Efendîyê Babij’ın (1852-1929) Bîyîşê Pêxamberî adlı manzum eseridir (5). Türkiye’de Kürtçe üzerinde uygulanan katı baskı ve yasaklardan dolayı bu ilk iki klasik eserden sonra çok uzun bir süre herhangi bir yazılı çalışma olmamıştır. Kırmancların sadece Türkiye sınırları içerisinde yaşadıklarından, başka bir yerde de herhangi bir yazılı çalışma olmamıştır.

1970’li yıllarda Kürtler arasında siyasi bilinçlenmenin gelişmesiyle Kürtçenin Kurmancca lehçesinin yanı sıra Kırmancca (Zazaca) lehçesiyle de yazılmaya başlanmıştır. Kırmancca’da ilk modern edebi metinler, Kürt dilbilimci ve araştırmacı yazar Malmîsanij tarafından Tîrêj dergisinde yayımlanmıştır (6). Tîrêj dergisi, Türkiye devleti sınırları içerisinde sadece Kürtçe (Kurmancca ve Kırmancca lehçeleri) olarak yayımlanmış ilk dergidir aynı zamanda (7). Cumhuriyet döneminde Kırmancca yazınında, Celadet Alî Bedirxan, Hemzeyê Miksî, Şam Kürtlerinden Musa Beg ve Ekrem Cemilpaşa’dan oluşan bir komisyon tarafından 1931 yılında Şam’da kabul edilen 31 harfli Latin Kürt Alfabesi kullanılmıştır (8).

Modern Kırmancca edebiyatında Tîrêj dergisinin çok önemli bir yeri olduğundan, ayrıntılı bir şekilde anlatmak gerekir. Tîrêj dergisinin ilk sayısı, 1979 yılının sonbaharında İzmir’de çıkmıştır. Ancak üç sayısı yayımlanan derginin dördüncü sayısının hazırlıkları yapılırken, 12 Eylül 1980 askeri darbesi olur. Türkiye’de yayını sürdürme olanağı kalmayınca, dergiyi yayımlayanlar dördüncü sayının hazır olan yazılarını İsveç’e gönderdiler. Söz konusu bu son sayı, 1981 yılında Stockholm’de yayımlandı. Dört sayısı toplam 334 sayfadan oluşan Tîrêj derginin 130 sayfası Kırmancca lehçesine ayrılmıştır. Her sayısındaki sunuş yazıları da Kurmancca ve Kırmancca (Zazaca) lehçelerinde yazılmıştır.

İlk sayısında, Türk edebiyatından Nazım Hikmet’in “Onlar” adlı şiiri ile Sabahattin Ali’nin “Koyun Masalı” adlı öyküsünün çevirisinin yanı sıra, sözlü Kırmancca edebiyatından “Şiretê Kali” (Dedenin Öğütleri) adlı bir mesel, ayrıca Kırmancca Atasözleri’nden bir derleme ve daha sonra, ilk Türkçe-Zazaca sözlük olarak yayımlanacak olan sözlüğün ön çalışmaları yer almaktadır (9).

Derginin ikinci sayısında, artık Kırmancca olarak üretilen modern edebiyatın ilk örnekleri olan “Etnik” ve “Kıtabê Ramıtey” (Ekilmiş Kitaplar) adlı iki modern şiir ve “Engıştê Kejê” (Kejê’nin Parmakları) adlı ilk Kırmancca öykü vardır. Ayrıca, konuşma dili ile yazı dili arasındaki farkı ve sorunları konu alan ilk Kırmancca makaleye rastlıyoruz. Aynı sayıda, “Ê Ma Wo” (Bizimkidir) ve “Bımusne” (Öğret) adlı iki kısa şiir daha, “Xal û Warıza” (Dayı ile Yeğen) adlı bir halk öyküsü, yine, “Çıbenokê Zazaki” (Zazaca Bilmeceler) ve sözlük çalışmasının devamı yer almıştır. 

Tîrêj’in 3. sayısında, modern Kırmancca şiirinin ilk örneklerinin devamı olan “Zerra Mı” (Yüreğim), “Ewro û Meşti” (Bugün ve Yarın) ve “Ma Bı Çıman Diy” (Gözümüzle Gördük) başlıklı üç şiir vardır. Yine, Diyarbakır ve Erzincan Kırmanccasını dilbilimsel olarak karşılaştıran önemli bir makale, Amerikalı bir oryantalistin 1860 yılında Zazaca’dan bahseden bir çalışmasını konu alan bir yazı, derlenmiş Kırmancca bilmeceler, “Pira Hewtsera” (Yedi Başlı Cadı) başlıklı bir halk masalı ve sözlük çalışmasının devamı aynı sayıda yer almaktadır.

Stockholm de yayımlanan 4. sayıda ise “Ma Çı Waşt?” (Ne İstedik?), “Erik” (Vay be) ve “Deza” (Amcaoğlu) adlı üç şiir, Dersim yöresinden Seyîd Qazî’ye ait bir halk ezgisinin yanı sıra Türkçeden Kırmanccaya çevrilmiş ikinci şiir olarak Hüseyin Ferhad’ın bir şiiri “Vılê Kurdan” başlığıyla yer almış. Yine bu sayıda “Zazaki Dır Pronav (Zamir)” (Zazacada Adıllar) başlıklı Kırmancca dilbilimi alanında önemli bir makale ve sözlük çalışmasının devamı var.

Tîrêj dergisinin her dört sayısında adı geçen Kırmancca (Zazaca) eserlerden iki kısa şiir ve bir halk masalı hariç, diğerlerinin tümü, “M. Dewij”, “Dewij”, “Pankısar Zerteng”, “M. Bırindar” ve “Roşan Bariçek” mahlaslarını kullanan Malmîsanij’e aittir. Yani, açık bir şekilde modern Kırmancca edebiyatının kurucusu Malmîsanij’dır, diyebiliriz. Zaten Tîrêj dergisinde yayımlanan şiirler daha sonra ilk modern Kırmancca şiir kitabı olarak “Herakleîtos” (1988) adıyla, sözlük çalışması “Zazaca-Türkçe Sözlük” (1987) adıyla ilk Zazaca-Türkçe sözlük olarak ve halk edebiyatından derlenen eserler de “Folklorê Ma ra Çend Numûney” (1991) adıyla daha sonra kitap olarak yayımlandılar (10).

Malmîsanij tarafından başlatılan modern Kırmancca edebiyatı, Tîrêj dergisinden sonra bu kez Avrupa’da yayımlanan Armanc, Hêvî, Çira ve Berbang gibi dergilerde sürdürülür.

Türkiye’de Kürtler üzerinde sürdürülen katı baskılardan dolayı Avrupa’ya göçmüş bir grup Kırmanc (Zaza), 1996 yılında “Vate Çalışma Grubu” adıyla bir çalışma grubu kurdular. Bu grup, İsveç, Almanya, Diyarbekir ve Dersim’de sürdürülen ve şimdiye kadar on sekiz kez yapılmış Kırmancca Toplantıları’nda bu lehçenin yazım kuralları ve terminolojisi üzerinde çalışmalar yaparak bu alanda önemli adımlar attı (11). Grup, Stockholm’de 1997 yılında Vate adında Kırmancca (Zazaca) bir kültür dergisi de yayımlamaya başladı. İşte, modern Kırmancca edebiyatının açılıp serpilmesi ve yaygınlaşması için tam olarak bir okul görevini yerine getiren süreli yayın, şimdiye kadar 35 sayısı yayımlanmış olan adı geçen Vate dergisidir.

Vate dergisinin ilk 33 sayısında 155 kişi yazı yazmıştır. Toplam 744 çeşit başlıktan 267 tanesi şiir, 47 tanesi de öykü olmak üzere 304 tanesi edebi eserdir (12). Kırmancca edebiyatının gelişimi çok geç bir dönemde, aslında 2000’li yıllarda oluşmasını göz önünde bulundurursak, bunlar çok önemli rakamlardır. Aynı grubun çalışmaları çerçevesinde, 2003 yılında faaliyete başlayan Vate Yayınevi’nin açılmasıyla birlikte modern Kırmancca edebiyatında kitaplaşma sürecinin de hızla geliştiğine tanık oluyoruz. 2003 yılında kurulan Vate Yayınevi’nden yayımlanan toplam 39 Kırmancca kitaptan18 tanesi edebi eserdir (13).

 

Şiir

Tespit ettiğim Kırmancca şiir kitapları 28 adettir:

1) Malmîsanij, Herakleîtos, Weşanên Jîna Nû, Uppsala, 1988, 51 sayfa

2) Qemerê Alî (Kamer Söylemez), Adir Û Asme, Piya Kitaplığı, Îstanbul 1995, 71 sayfa

3) Îlhamî Sertkaya, Min Hesretan de Mevirde: Meso, Den Haag 2002, 70 sayfa

4) Çetîn Satıcı, Azebe, Weşanên Sî, İstanbul 2002, 112 sayfa

5) Îlhamî Sertkaya, Zerîya Min To de Mend, Weşanxana Afîşî - Medya, Hollanda, 2003, 71 sayfa

6) Çetîn Satici, Roja Sîpîye, Elma Yayınları, İstanbul, 2003, 83 sayfa

7) W. K. Merdimîn, Dîwan, Vate Yayınevi, İstanbul, 2004, 99 sayfa

8) Roşan Lezgîn, Dêsan de Sûretê Ma Nimite, Vate Yayınevi, İstanbul, 2005, 77 sayfa

9) Zulkuf Kişanak, Delala Çimrengîne rê Qesîdeyî, Vate Yayınevi, İstanbul, 2007, 96 sayfa

10) J. Îhsan Espar, Dilopê Zerrî, Vate Yayınevi, İstanbul, 2008, 56 sayfa

11) Newzat Valêrî, Dejê Nimiteyî, Vate Yayınevi, İstanbul, 2009, 80 sayfa

12) Fexrî Ergun, Diza Sêregi, Arya Yayınları, İstanbul, 2010, 100 sayfa

13) Fahri Ergun, Zuwan Vinîbose, Weşanên Arya, Îstanbul, 2012, 240 sayfa

14) Xidirê Başî, Gula Xizirî, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul, 2012, 132 sayfa

15) Akman Gedîk, Roj Ma De Şewle Dano, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul, 2012, 40 sayfa

16) Mehmûd Arif Ayçîçeg, Ha Vaj Ha Vaj, Çapa serbeste, Îstanbul 2013, 80 sayfa

17) Mehdî Özsoy, Dîwan (Mem û Zîne, Şîîrî), Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2014, 208 sayfa

18) Mihanî Licokic, Axînê Min Welat, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2014, 104 sayfa

Bunlardan, sadece W. K. Merdimîn’in “Dîwan” adlı eserini, tanımını yaptığım “modern” kavramı içerisinde değerlendirmekte zorlandım. Modern bir zamanda yazılmış olsa bile, bu kitapta yer alan şiirlerin bir kısmı klasikleşmiş “belli bir gelenek çerçevesinde” üretilmiştir. Ama diğer kitapların tümü yaptığım “modern edebiyat” tanımına uymaktalar.

Modern Kırmancca şiirine genel olarak baktığımızda, tema açısından, milli/ulusal durumun, bu yöndeki özlemlerin beraberinde getirdiği travma derinlerde hissedilse de, modern Kırmancca şiiri sloganik, ajitatif ve didaktik bir söylemden uzaktır. Çoğu şairde sanatsal estetik kaygı rahatlıkla kendisini hissettirmekte ve çok farklı temalara rastlanmaktadır.

Yukarıda yaptığım tanımda, edebiyatta, dilin gündelik kullanımından nitelikçe farklı, daha doğrusu, dilin estetik bir şekilde kullanıldığını söyledim. Bu açıdan, modern Kırmancca şiirine baktığımızda, Vate Çalışma Grubu içerisinde çalışan veya grupla ilişkide olan şairlerde, dil, hakikaten çok arı, kristalize bir şekilde kullanılmıştır. Ancak Vate Çalışma Grubu dışında yazan şairlerde -şiirsel anlatımı etkileyecek düzeyde olmasa bile- dilin kullanımı açısından kimi sorunlar mevcuttur. Bu şundan kaynaklanmaktadır. Kimi edebiyatçılar, daha dilin yapısı, özellikleri, grameri ve yazım kurallarını tam olarak tanımamışken, romantik bir hevesle en önce şiirle edebiyata başlamaktadır. Modern Kırmancca şiirinin kimi örneklerinde de bu duruma rastlamak mümkündür. 

Öykü

Modern Kırmancca edebiyatının dikkat çekici türlerinden birisi de, öyküdür. Tespit ettiğim Kırmancca öykü kitapları 23 adettir:

1) Roşan Lezgîn, Binê Dara Valêre de, Birinci baskı, Weşanxaneya Apecê, Stockholm 2002, 72 sayfa, İkinci baskı, Vate Yayınevi, İstanbul 2002, 75 sayfa, Üçüncü baskı, Roşna Yayınevi, Diyarbekir, 72 sayfa

2) J. Îhsan Espar, Beyi Se Bena?, Vate Yayınevi, İstanbul, 2004, 62 sayfa

3) Denîz Gunduz, Hîkayeyê Koyê Bîngolî, Vate Yayınevi, İstanbul, 2004, 138 sayfa

4) Munzur Çem, Hewnê Newroze, Vate Yayınevi, İstanbul, 2005, 135 sayfa

5) Munzur Çem, Antolojîyê Hîkayanê Kirmanckî (Zazakî), Weqfa Kurdî ya Kulturî Li Stockholmê, Stockholm, 2005, 158 sayfa

6) Roşan Lezgîn, Halîn, Weşanxaneya Komalê, İstanbul, 2006, 107 sayfa

7) Huseyîn Karakaş, Omîd Esto, Vate Yayınevi, İstanbul, 2006, 65 sayfa

8) Jêhatî Zengelan, Gorse, Vate Yayınevi, İstanbul, 2007, 109 sayfa

9) Roşan Lezgîn, Ez Gule ra Hes Kena, Vate Yayınevi, İstanbul 2007, 84 sayfa

10) Murad Canşad, Xafilbela, Vate Yayınevi, İstanbul, 2008, 85 sayfa

11) Alî Aydin Çîçek, Teberik, Vate Yayınevi, İstanbul, 2010, 95 sayfa

12) Roşan Lezgîn, Tarîyîya Adirî de, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2012, 80 sayfa

13) Bedrîye Topaç, Bero Sûr, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2012, 72 sayfa

14) Mehmûd Nêşite, Çakêto Sipî, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul, 2012, 120 sayfa

15) Abdullah Esen, Kuçaya Hunerî, Weşanxaneyê Avesta, Îstanbul, 2012, 87 sayfa

16) Şeyda Asmîn, Zeman Sey Fekê Kardî Bî, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2013, 152 sayfa

17) Nadîre Guntaş Aldatmaz, Pîyê Mi Kemane Cinitêne, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2013, 96 sayfa

18) Murad Canşad, Hesê Mişî, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2013, 80 sayfa

19) Burçîn Bor, Hêvîya Penabere, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2013, 72 sayfa

20) Umer Farûq Ersoz, Berenge, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2013, 80 sayfa

21) Alî Beytaş, Solê Sûrî, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2014, 132 sayfa

22) Îsmet Bor, Estareyê Koyê Hesarî, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2014, 80 sayfa

23) Huseyîn Karakaş, Zere ra, Weşanxaneyê Roşna, Dîyarbekir 2014, 102 sayfa

24) Lorîn Demirel, Vîndîbîyaye, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul 2014, 88 rîpelî

25) Alî Aydin Çîçek, Lêl, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbûl 2014, 80 rîpel

26) Hîkmet Çalagan, Ters, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul 2004, 58 rîpelî

Öyküde, dilin kullanımı açısından, çok belirgin olarak karşımızda duran özellik, Vate Çalışma Grubu’nun tespit ettiği yazım kuralları ve genelde önerdiği sözcük formlarının kullanılmış olmasıdır. Çünkü Kırmancca yazan öykücülerin çoğunluğu Vate Çalışma Grubu’nun üyeleri ya da grupla ilişkide olanlardır. Diğer bir özellik de, Roşan Lezgîn’in Komal Yayınevi’nden yayımlanan “Halîn (Yuva)” adlı kitabı ve Stockholm Kürt Kültür Vakfı’nın yayımladığı “Antolojîyê Hîkayanê Kirmanckî (Zazakî)” adlı kitap hariç, diğerlerinin tümü Vate Yayınevi’nce yayımlanmış olmasıdır.

Tema açısından, şiirdeki karakteristik özellikler, hemen hemen öyküde de kendisini göstermektedir. Kırmancca öykülerde klişe örneklere pek rastlanmaz. Bu durumu, Kırmanc (Zaza) edebiyatçılarında edebi/estetik bilincin bir göstergesi olarak okumak gerekir. Çünkü hakikaten Kırmancca öyküler, edebi kriterler, öykü kalitesi ve dilin kullanımı açısından, genel olarak belli bir seviyenin üzerindedirler. Kırmancca öyküler arasında es geçilecek, dikkate alınmayacak örnekler yok derecesindedir. Kırmancca öykücülerin en belirgin özelliklerinden birisi, dili düzgün ve ekonomik kullanmalarıdır. Dili metaforik bir şekilde kullanmak edebiyatın bir özelliğidir elbette ama henüz standartlaşma evresini tamamlayamamış, Kürtçe gibi aşırı baskı ve asimilasyona tabi tutulmuş, geri bırakılmış yaralı dillerde dilsel metaforun kontrolsüz, rastgele ve hatta bilinçsizce yapılması, anlaşılmama, dilde kaos/karmaşa yaratma durumunu beraberinde getirdiğinden, dilin temel yapısı zedelenir, yapay bir dil oluşur. Ama Kırmancca’da kontrollü bir redaksiyon mekanizması oluştuğundan, dilin çok daha temiz ve istikrarlı bir şekilde gelişimini sürdürdüğü görülüyor. Öte yandan, Kırmancca öykülerinde belli bir kalite oluştuğundan, daha doğrusu, ta başından, ilk ortaya konulan eserlerden başlayarak belli bir seviye tutturulduğundan, sonradan bu alana dâhil olmak isteyen öykücüler de bunu gözetmek zorunda kalıyor. Böylece gittikçe öykü kalitesinin yükseldiği görülmektedir (14).

Şu an Kırmancca (Zazaca) edebiyatında başat rolde olan tür öyküdür. En popüler, en çok okunan, en çok yazılan öyküdür. Örneğin, 2009 sonbaharında “Binê Dara Valêre de” (Söğüt Ağacının Altında) adlı kitaptan alınan “Baba” adlı öykü aynı adla filmleştirildi (15). Böylece öykünün, diğer sanat dallarının gelişimine de kaynaklık edeceği, katkı sunacağı ve bu sürecin gittikçe gelişeceği görünmektedir.  

Roman

Son olarak üzerinde duracağımız tür, romandır. Burada, yine önce bir döküm yapacak, ardından bir analiz girişiminde bulunacağım. Kırmancca edebiyatta tespit ettiğim roman sayısı 9’dur.

1)Deniz Gunduz, Kilama Pepûgî, Vartan, Anqara, 2000, 536 sayfa

2) Munzur Çem, Gula Çemê Pêre, Vate Yayınevi, İstanbul, 2007, 538 sayfa

3) Îlhamî Sertkaya, Kilama Şîlane, Pêrî Yayınları, İstanbul, 2007, 144 sayfa

4) Jêhatî Zengelan, Zifqêra Berî, Vate Yayınevi, İstanbul, 2009, 190 sayfa

5) Deniz Gunduz, Soro, Vate Yayınevi, İstanbul, 2010, 525 sayfa

6) Medet Can, Barkerdena Zerrî, Îstanbûl 2012, 288 sayfa

7) Deniz Gunduz, Kalaşnîkov, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul 2013, 86 sayfa

8) Îlhamî Sertkaya, Sosine û Gulîzare, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul 2003, 436 rîpelî

9) Hesen Dilawer, Dêrsim, Deyndar, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul 2014, 140 rîpelî

Deniz Gündüz’e ait ilk Kırmancca roman “Kilama Pepûgî” (Guguk Kuşunun Türküsü)n’de, ağırlıklı olarak 1915 Ermeni Tehciri dönemi ve sonrası bir atmosferde, yerleşik Kürt-Ermeni ilişkileri, Kürt aşiretleri arasındaki ilişkiler ve zamanın yaşam biçimi çok sade ama bir o kadar da zengin bir dille anlatılıyor. Deniz Gündüz’ün ikinci romanı “Soro” (Kırmızı) ise, 1990’lı yıllarda, Muş bölgesinde yaşanan çatışmaların atmosferinde geçiyor. Her iki romanda da ideolojik arka plan veya herhangi bir siyasi gönderme yok. Romanda, sadece edebi kaygı söz konusu; yani yazar, kendi ideolojik veya siyasi düşüncesini anlatımından uzak tutmuş. Dilin zenginliği açısından her iki romana baktığımızda, Türkçe romanında Yaşar Kemal’in Türkçeye kazandırdığı zenginliğe benzer bir durum, Kırmancca hesabına söz konusudur diyebiliriz. 

Munzur Çem’in 2007 yılında yayımlanan “Gula Çemê Pêre” (Peri Nehri’nin Gülü) adlı romanı da, 1990’lı yılların çatışmalı ortamı sonucunda köyleri boşaltılarak İstanbul’a göç eden Alevi Kürt ailelerin İstanbul’daki trajik yaşamları ve bunun neticesinde gelişen kültürel değişim, insani ve edebi kaygılarla anlatılıyor.

Jêhatî Zengelan’ın “Zifqêra Berî” (Kapı Eşiği) adlı romanı ise, konu açısından son derece ilginç bir örnek. Almanya’da bir kursta tanışan evli bir Kürt erkeği ile yine evli olan bir Amerikalı kadının umutsuz/yasak aşkları anlatılıyor. İlhami Sertkaya’nın “Kılama Şilane” (Şilan’ın Türküsü) adlı romanı da, yine Kürtlerin yaşamından, ülkelerinde uzaklaşmak zorunda kalmalarını anlatan acı karelerle dolu. Ancak, bu her iki roman da, konu açısından kurgusal/fantastik eklemelere, romansal anlatıma açık olmalarına rağmen, romancılar, kendilerini cömertçe yaşanmışlığın, kişisel serüvenlerin sınırlarında hapsetmişlerdir.

Sonuç

Sonuç olarak, edebiyat kuramcısı Roland Barthes, yazarları, “yazar” ve “yazman” olarak iki kısma ayırdıktan sonra, edebiyatta dil araç değil amacın ta kendisidir, der. Yine, İspanyol yazar Juan Goytisolo da, edebiyat, aslında anlatımdan öte dil üzerinde yapılan bir çalışmadır, der. Öte yandan edebiyat, ulusun hakiki maneviyat alanıdır. Edebiyat üretimi ise, edebiyat öznesinin (edip) gönüllü, isteyerek, severek ve zevkle yaptığı estetik bir etkinliktir. Bundan dolayı, herhangi bir dile yürekten sevgi duymayan, dili gerçekten kendi toplumsal (ulusal/milli) kimliği olarak hissetmeyen, o dilde estetik/sanatsal bir eser üretmesi o kadar kolay bir iş değildir. Hele bu, yazılı alanda kullanılmamış, uzun süre yasaklanmış Kürtçe (burada Kırmancca) gibi bir dilin edebiyatı söz konusu ise, edebi üretim çok daha zorlu, çok ağır fedakârlık, adanmışlık isteyen bir uğraş olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü edebiyatla uğraşmak ve edebî eser üretmek isteyen herhangi bir edebiyat üreticisi adayı, kullanabileceği hazır, çokça kullanılmış, işlenmiş, standartlaşmış bir dil değil de, ağır sorunları olan bir dille karşılaşıyor. Yani edebi üretim aşamasında edip, fantastik konulardan çok daha öte ağır dilsel sorunlarla boğuşmak zorunda kalıyor. Hem estetik kaygıları gözetmek hem dilin karmaşık sorunlarını çözmeye çalışmak, yeni bir edebi dil yaratmak göründüğü kadar kolay bir çaba değildir. Böylesine zorlu, ağır bir çabayı göze almak ve bunu başarmak, son derece fedakârca ve adeta sofiyane bir bağlılığı gerektirir.

Bitirmeden bu çalışmada adı geçen eserlerin yazarları, yani Kırmancca ediplerin bir özelliği de, tam yarısının Alevi, diğer yarısının da Şafii inancına mensup olmasıdır. Milli kimlik açısından, yani aidiyet açısından ise, yazarların tümü kendilerini Kürt, Kırmanccayı (Zazacayı) da Kürtçenin beş lehçesinden biri olarak görüyorlar.

Modern Kırmancca edebiyatı, işte bu edebiyatçıların zorlu ve bir o kadar da cesaret isteyen çabaları sayesinde eşiği geçtiği ortadadır. Eğer bundan sonra Kırmancca (Zazaca) ve edebiyatı gelişecekse, tereddütsüz bir şekilde, bu ağır ve bir o kadar da zorlu çabanın eseri olacaktır diyebiliriz.

____________

(1) Malmîsanij, Kird, Kirmanc, Dimilî veya Zaza Kürtleri, Deng Yayınları, Îstanbul 1996, s. 3-4

- Çem, Munzur, Kırmança (Zazaca) Konuşan Kürtler Ve 20. Yüzyıl Kürt Direnişlerinde Rolleri,  http://www.gelawej.org/pdf/DirenislerdeKirmanc%5B1%5D.pdf

(2) Malmîsanij, Grûba Xebate ya Vateyî, http://www.zazaki.net/html_page.php?page=gruba_xebate

(3) Grûba Xebate ya Vateyî, Rastnuştişê Kirmanckî, Weşanxaneyê Vateyî, Îstanbul 2005, s. 18

(4) Xasî, Mewludê Kirdî, Çapxaneyê Lîtografya, Dîyarbekir, 1899

- Malmîsanij, Ehmedê Xasî, “Mewlidê Nebî”, Hêvî: Kovara Çandîya Giştî, No: 4, Êlon-1985, Parîs, r. 75-97

- Xasî, Seydayê Mela Ehmed, Mewlûdê Nebî, (Transkirîbekerdox: Mihanî Licokic), Weşanxaneya Firat, İstanbul 1994

(5) Babij, Usman Efendî, Mewlûda Nebî Biyîşa Pêxember, Kitabxana Hawarê, No. 4, Şam, 1933

- Bedirxan, Celadet “Zarê Dumilî Û Mewlûda ‘Usman Efendî” Hawar, Hej: 23, 16 tîrmeh 1933 Şam (Cilda yekem a Hawarê, Weşanên Nûdem, s. 603-608

- Espar, J. Îhsan “Çend Nuştey û Kitabê Kirdkî” Zend: Kovara Lêkolînî, Hejmar: 1, Weşanên Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê, Payîz-1996 Stenbol, s. 44-48

(6) Roşan Lezgîn, “Destpêkê Edebîyatê Modernî yê Kirmanckî (Zazakî)”, Vate, Kovara Kulturî, Numre 34, İstanbul, 2010, s. 66-72

(7) Malmîsanij & Mehmûd Lewendî, Li Kurdistana Bakur û Li Tirkiyê Rojnamegeriya Kurdî, Öz-Ge Yayınları, Ankara, 1992, s. 274-276

(8) Silopi, Zınar, Doza Kürdüstan, s. 164, Aktaran: Malmîsanij, Diyarbekirli Cemilpaşazadeler ve Kürt Milliyetçiliği, Avesta Yayınları, İstanbul 2004, s. 240

(9) Malmîsanij, Zazaca-Türkçe Sözlük, Ferhengê Dimilkî-Tirkî, Weşanên Deng, Uppsala, 1987

(10) Biyografi, Malmîsanij, Hazırlayan: Zazakî.Net, http://www.zazaki.net/haber/malmsanij-61.htm

(11) Malmîsanij, Grûba Xebate ya Vateyî, Zazakî.Net, http://www.zazaki.net/html_page.php?page=gruba_xebate

(12) J. Îhsan Espar, Vate Çalışma Grubu ve Vate Dergisi Çalışmaları, Zazakî.Net, 08 Şubat 2011, http://www.zazaki.net/haber/vate-calisma-grubu-ve-vate-dergisi-calismalari-775.htm

(13) Deniz Gunduz, Weşanxaneyê Vateyî, Zazakî.Net, http://www.zazaki.net/html_page.php?page=wesanxane_vate

(14) Roşan Lezgîn, Kırmancca (Zazaca) Kürtçesinde Öykücülüğün Gelişimi, Hece Öykü, İki Aylık Öykü Dergisi, Aralık-Ocak 2010-211, Sayı: 42, s. 65-69 

(15) M. Dekak, İlk Kırmancca (Zazaca) Kısa Film Çekildi, Zazakî.Net, 23 Şubat 2010, http://www.zazaki.net/haber/kirmancca-zazacada-ilk-kisa-film-391.htm

No nuşte 16593 rey wanîyayo
No nuşte hema şîrove nêbîyo.